Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özel hayat bilgisi derslerinden notlar...

Resim
1. Kendiniz evdeki son yumurtayı yiyip uyuyabilirsiniz fakat sadece kedilerinizi doyurduktan sonra ancak... 2. Vücudunuza mümkün olduğunca sıvı yükleyiniz sıcaklarda fakat gözünüz hep aracınızın hararet lambasında olmalıdır öncelikle. 3. Giysilerinizi dolaba asmayı unutabilirsiniz fakat müşteri siparişlerini asla! 4. Gerçek dostlarınız sezon sonunda belli olacaktır, ticaret telaşından ihmal edildiğiniz paranoyasına kapılmayınız sakın, kapılmasınlar.. 5. Çalışanın elması kızarır mı, kararır mı, bilen birileri varsa bana söylesin noolur! 6. Fotoğraftaki kediyi bulana benden bir bira!

Hırlaşanlar Kulübü!

Resim
İhalede ansızın karar verip en bi çok parayı verip "bir numarayı" kendime satış mekanı olarak belirleyince (ilklerin şanssızlığının bilincinde) bende bir enayilik var herhalde diye düşünmeye başlamıştım tam da. Bir yanın boş olmalı belki hep hayatta felsefesinden mi, yılların yan standlarla kah geçimsizlik, kah gustosuzluk babındaki hırlaşma tecrübelerinden mi bilmem öyle seçivermiştim 3 yıllık serüven noktamı o önemli gün, üstelik dev korkularla! Fakat 'kazına yağı' öyle değilmiş azizim.. Deli çabalarla pazartesi kuruldum öne saat 10'dantezi yok. 4 sefer taşı getir götür çak as sırala yardım iste as çek al öde boz taşı düzenle koy kaldır ve bir sürü tansiyon düşür kaldırdan sonra, onnnca endişeden sonra, kimse gelmez buraya arkada kalıyor sanki bak, ee ayakları alışır herhalde, bekleyelim bakalım, sezon da neredeyse bitiyor zaten derkennnn, ben 20 24 arasını hala hatırlayamıyorum abicim. İnsanların bu kadar yeniliklere kolay alışmasını iyi mi

Bizim kız süpürmeyi çok seviyor, noolurrr boşunu verin!

Resim
Son İstanbul çıkartmamızda otobüsten alibeyköy, taksim, tünel, köprü, eminönü sonrası Tahtakale'den sola doğru cami tuvaleti arama seferimizde küçük küçük bişilere rastlandı..Aaaaaa, ne şaane deyip al takke ver külah pazarlıkla 10 adet alındı.. Atölyede üzerlerine etekler, boncuklar, paralar yapıştırıldı, (silikon tabancası ana sigortanın anasını belledi bu arada) eşarbı dikildi, gözleri takıldı, oyaları yerleştirildi, arkasına açma halkası mıhlandı. vee kanımızca pek güzel oldu, kulübeye asıldı. Sonra müşteri sordu: .............................

Bunun 42 numarası var mı acaba?

Acaip fikirler ülkesine hoşgeldiniz... Tire'den yemedim içmedim, Özden canıma telefon açtım, ki tam da o gün oradaydı. Kargo ile bana yollattı malları.. Çifti özetlen 6.5 liraya geldi evime ödemeli.... ve fakat desenlerinin sadece %20 si görünüyordu.. Deniz susan ne yaptı, Tokat yazmaları adlı kitabına başvurdu, temeli bozmadan yeni bişiler, meselaa salkımlar çizdi, kuşlar.. sonra pinoteksledi, sonra otomobil yastiğine kumaşlar, aynalar, nazar boncukları, uğur böcüler yapıştırdı, bir de arkasına açma halkası taktı ki değmeyin keyfimize artıktı..Tek tek satılacaktı, asılacaktı, içine kuru otlar konulabilir, eşarplar asılabilirdi..Konsept kaybolan bir geleneğin sembolünü duvarımıza takmaktı..Unutmamaktı! Süsleyip püsleyip taktık yeni kulübemize veee müşteri sordu: ...............

We will, we will rock you!

Resim
Hayatımızın bayat bir yazı daha yarılandı netekim. Sıcak yapış yapış yığıldı bedenime ve hayatıma; günde 5 6 7 8 9 duş alaraktan iskeleye iniyorum.. Gece yatış 4, kalkış 12.. Henüz 3 kez denize girebildim. Her gün köpek gibi çalışmaya devam... Kulübeler öyle gecikti ki, iskelede Denizkızı Kafe önünde sığıntı olmak mı daha iyi yoksa artık diye düşünüyorum. Yatırım planları sürekli ertelemede. Her akşam rica minnet elektrik kablolarımı kafenin ana prizine taktırıp, günlük azarımı işitip başlıyorum beklemeye.. Herkese ama beni tanıyan herkese belediyeyi savunmaktan sıkıldım, kendim ne yapacağımı bilmezken.. Şaşkın ihaleden de 1 numara diye salakça tutturup en yüksek bedeli imzalayarak çıktım. Bir gün önce başlangıçların şanssızlığını konuşurken üstelik. Tam da bu yıl herşeyi değiştirmeye karar vermişken..Ulan, hayat diye birşey var, derken! (Sıkıntıdan deli gibi saçlarım dökülmeye başladı ve bu yazı atlatsam, herşey daha mı iyi olacak, yoksa ben hepten dağılacak mıyım

biraz da murathan mungan olmalı bu sayfalarda

Ben ki son 3 aydır Şair'in Romanı üzerinde kuluçkaya yatmışım, daha okuyup konuşabileceğim birine rast gelmedim.

kediler ne güzel su içer!

Resim
Bir hafta daha dayan diyor kalbim, o kadar 2 hafta sonudur bir kafe önünde masalar ışıklar örtüler kablolar taşıyaraktan oturuyorum. takı kimse almıyor da bir taçlar yapıyorum, deli satıyor. Bütün yazlıkçılar geliyor tek tek..Sarılıyoruz, kucaklaşıyoruz, herkes her gelişinde birden Karaburun'da birşeylerin ansızın ya da yavaş yavaş değişmesinden korkuyor.. Ben iskele demirbaşı olaraktan Deniz kızı kafenin önünde hizmetteyim. Tamam yaa çocuklar diyorum, şimdilik herşey aynı, sakın korkmayın! Herkese "geciken" standlarımızı anlatıyorum. Belediyemizi savunuyorum, uzun soluklu işler bunlar diyorum, geçen sene arıtma gömdük.. merkezde yollar var, yapılıpduru, bu geciktik boşverin zordur bir şeyler kurmak, planlamak, insanların ayaklarını alıştırmak, seneye bir arka mahallemiz, sokağımız olacak diyorum çok renkli, çok daha ışıklı! 3 yıl sonrasını hep birlikte düşünürken biz ufka bakarken derin derin dayı arabası geliyor, yalanmış dondurmaları, biz konuşurken u

Dönüşüm günü!

Zor gün.. Sıkıntıdan sabahınan burnum kanadı iyi mi! Sevgili Belediyemizin, sevgili ihalesine katıldım.İyi ya işte şimdilik 3 yılımızı daha ipotekledik o kadar! BBBO(Bknz bzdn br bk olmz) kulübünden sevgilerle! Sorular şimdilik böyle: 1 Bütün sevdiklerim antidepresan kullanmak zorunda mı? 2  Kimbilir şimdi nerelerde kimler neler neler yaşıyordur? 3) Derhal Paris'e tayinimi çıkartmalı mıyım? 4) Yoksa, yoksa değil mi?