Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ansızın İstanbul

Resim

Sevgili sevgililer günü filmim budur!

Resim
Evet..tekrar izledim epeyce sonra, ama bence bir "ortayaş" aşk filmi budur.. Uyanır uyanmaz herkesi kurcalayıp ortak bir proje bulamayınca, "güzel bir aşk filmi izlesem, lan" dedim, 2 film seçtim arşivimden; ağladım..tabii! (Diğeri Amelie idi")

Oh, what a paradise it seems!

"Göl kıyısından yürüyerek suların dereye karıştığı noktaya geldi. Naneler büyüyordu orada. Bir yaprak naneyi parmaklarının arasında ezdi. Yazın en sıcak ayları gelmemişse de güneş epey kızgındı. Suyun sesiyle ezilen yaprağın kokusu, eski sevgilisinin yatağında uyandığı bir sabahı hatırlattı ona.(..) Gök dupduruydu o sabah. Belki hala bir-iki yıldız da vardı ama o göremiyordu. Yıldızları düşünmek, yüreğindeki duyguları güçlendirdi. Onu duygulandıran, çevremizdeki dünyaları, eksik ve kusurlu bilgiler de olsa, evrenin yapısıyla ilgili bir şeyler bildiğimizi, bu dünyaların, geçmişimizin ve geleceğimizin parçacıklarını kapsadığını hissetmesiydi. Bu gezegende yaşıyor olmanın uyandırdığı o çok güçlü duygu. Evrenin sınırsızlığı içinde, bize tanınan zengin fırsatların eşsizliğini bilmenin verdiği güçlü duygu. O sabah tattığı duygu, bu gezegende yaşamanın ve kendimizi sevgiyle yenilememizin eşi bulunmaz bir ayrıcalık, bir lütuf olduğu duygusuydu. Sanki cennetti görünen

Yeni düzen formülleri 2

"Hiç kuşku yok," diye buyurdu kahveci," en önce yapılacak şey açlıkla savaştır. Ama sorun üzerinde benim de bir düşüncem var.. Yayılacak olan bir düşünce...Müşterilerimin hepsine ondan söz ediyorum..Günün birinde yetkililerin kulağına gideektir.." "Herkese birer domuz verilsin!"..domuzların, yemediğimiz şeylerin tümünü yediklerini, ne bulurlarsa mideye indirdiklerini biliyorsunuz.. Onları atıklarımızla semirtiriz, bu iş para gerektirmez ve yılda bir kez Fransa nüfusuna eşit sayıda domuzu az gelişmiş ülkelere göndeririz..Evet, basit ama düşünmek gerekirdi." kahveci coştukça coşuyordu: "Büyük sorun, insan sayısının fazla oluşudur! Sayı, öldüren de bu ya! İnsanları köylerine geri göndermeli... İnsan yapısı kalabalıkta yaşamaya uygun değildir. İnsan bir kır hayvanıdır. İnsanlar maymunların biraz iyileşmişidir, başka bir şey değil. Ya da bozulmuş maymunlar..."

Halkların babasından yeni düzen formülleri 1

Kahveci,  "Ben, diye sürdürüyordu, diyelim ki ülkenin yönetimi bana bırakıldı... Bakın istemem ha, balığa çıkmayı yeğlerim, kısacası ülkenin kurtuluşu için iktidarı kullanmaya zorlandığımı varsayalım, peki ne yapacağım biliyor musunuz? Önce gençlerle ilgilenirim. Herkes tarlalarda çalışsın, doğayı incelesin..Askerleri az gelişmiş ülkelerdeki yoksullara yardım etmeye gönderelim.. Yaşlıları yalnızlıklarından bir parça kurtarmak için kışlalara gönderelim, hem savaş yoksa ordu hiçbir işe yaramaz, öyleyse orduyu aynı sayıda yaşlıyla dolduralım..." Kahveci, "...parasız işeme yerleri yeniden kurulsun diye acımadan sürdürüyordu. "çünkü işemek için para ödemek alçaltıcıdır..Acele etmek yasaklanmalı, uymayan kovuşturulmalıdır. Kentte otomobillere paydos. Kötü sürücüleri maden ocağına sürmeli. Televizyon yayınları yasaklanmalı. İnsanların birbirlerini tanımaları için her akşam mahalle şenlikleri düzenlenmeli. Hayvanlar sokaklara salınsın...Deve kuşları, fil

Uyku İmparatorluğu'ndan sevgilerle...

"Joseph, Spor Sevenler kahvesi'ne girip uzun uzun esneyerek tezgaha kuruldu. Dizili şişelerin altında, duvara iğneyle tutturulmuş fotoğraf bolluğunun gösterdiği gibi kahveci, gençliğinde amatör "Kızıl yıldız" takımının kaptanıydı. Şişman ve bıyıklı, parlak gözlü ve kırmızı burunluydu, sanki Stalin'in hık demiş burnundan düşmüştü. Kahveye gelenler üstelik kendisine "Halkların babası" adını takmışlardı. (..) Kahveci "Bu aşağılık politikacılar," diye sürdürdü, "birbirleriyle hiçbir zaman aynı kanıda değildirler, ama hepsi aynı şeyleri söylerler." "Görüşümü öğrenmek ister misiniz? Kıyasıya kavga ederler, ama birbirleriyle tam bir uyum içindedirler. Başkalarının kötü yemekleri konusunda durmadan atışırlar, ama aynı sofrada tıkınırlar. Dikkatinizi çekerim, bu kadar konuşup hiçbir şey söylememeyi başarmak için insanın kafasını çalıştırması gerekir. Öyle görünmese de, aptallık olağanüstü bir iş!" (Henri-Frederic