Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kasabaya donus...

Bahce kapisini siki siki baglamis yine birileri. Nasil carpiyordu kimbilir. Anahtar her zamanki yerinde onu bekliyordu. Kapiyi acti, cok tanis ve pek yabanci bir eve adimini atti. Sonbahar koridordaydi. Once bahceyi, sonra odalardaki butun yatak altlarini iceride tutsak kalmis olu bir kedi bulur muyum korkusuyla yokladi. Yine bulasik birakmisti giderken, umutlu ev kadinlari edasiyla yanindan gecip gitti mutfagin. Deli poyraz verandadaki masayi on bahceye firlatmis, bocek gibi ters yatirmisti. Sasirmadi. Bu cografyada onu en sasirtabilecek sey cunku, gelis gidis surecinde eski kasaba dostlarinin telefon replikleriydi. Herkes ne kadar da kendisiyle mesguldu. Sen degilsin sanki dedi yuksek sesle. Butun bu bakimsiz sefalete inat kaynar suyu vardi, hemen kuveti doldurmaya giristi. Kablo tv yine bozulmustu. Insani yavas yavas olduren duygu suclulukmus ya, Gececik pencerenin dibinde mavlamaya baslayinca o duygu da geciverdi. Iceri alip karnini doyurdu. Kedi elektrik sobasinin karsisinda pine

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

"Bir şey yaparız, değişiriz. Biri bir şey yapar, yine değişiriz. Yaşadığımız her an, bir önceki andan farklıdır. O an geçtiğinde artık yeni bir zaman vardır. ..Ve yeni bir insan olmuşuzdur. Bir ömür içine pek çok hayat sığdırırız. Sonra geriye dönüp bakarız ve sorarız. Bu ben miyim, bu hayat benim mi? Yanıtı basittir. Evet sensin ve bu hayat senin..." Öyle bir geçer zaman ki'den.