bir sergi oykusu...
icindeyim, anlatamam, kahvaltiya zaman yok,
bustleri sarmalayip bavullara
yerlestiriyorum (yine de ikisi kirilacak, biri
silikon tabancasiyla aninda onarilacaktir
salona varildiginda) kediler kafese,
giysiler, boncuklar, heybeler,
cantalar, netbook, makina, sarj cihazi hersey arabaya...
Yolculuk var bugun Izmir'e be yaw. Bu kez
bir misyonumuz var ustelik.
(Ponpon, bebekleri sakin kaptirma e mi? Alfiiii,
donecem ben, tamam mi)
Sicak bir gun, yol uzun, bitmek bilmez.. Varir varmaz kediler
ve kafes dogru banyoya, sidikli kontes kokudan anlamisti zaten!
Eve yerlesme, dus, makyaj, sac derken bir farkediyorum ki
getirdigim tek elbisenin onu parca parca
fondoten olmus!(2 yildir bekleyen
krem sivasik/sirnasik bir siviya donusmus)
Amaninnn. Cikmiyor bir turlu bu lekeler ulan..
Yarim yamalak temizleyerek onleri, yanlari zaten
yelek gizleyecek, islak islak
hemen bir taksiye atliyorum..Cek bakiim cocuum
Alsancak'a. Bugun bizim gunumuz.
Bugun zamani ve hirsi bol ortayas kadinlarinin
egolarini (halka acik bir ortamda) cilalama gunu.
16.30'da hersey hazir, ohh bee.
Benim veletler ve yuze takmalik baska
masklar pleksiglas kaidelerin uzerinde.
Goz hizasinda olmamalari facia tabii de,
olsun varsin. Curcunadan farkli tatlari var
yine de.(burada kendimizi opuyoruz tekrar)
Butun duvarlar silme dolu; boyle hepsi bir arada
pek Venedikvari gorunuyorlar, halbuki ozbeoz Turk mali hepsi.
Kostumlu mankenler ve Namik
Kuyumcu (eski sair dostumuz/kultur isleri sorumlusu) ile
fotolar (baskan gelemedi), bir suru
tanidik ki benimkkiler hep kasabada, ovguler, 3 dosta istemeye istemeye satis,
2 dakikada biten saraplar, hirsli bucurlerle kucuk giciklasmalar,
ohhh bitti iste. Beraat ettik, haydi, cumbur cemaat dogru
Ziraat Muhendisleri Lokali'ne kutlamaya!
Sanki her gidisimiz bu mekanlara, hep kutlamaymis gibi!
Siirler, sarkilar..rakilar..
Geceyi epeyce yuksek noktaladigimi ve de
soguk dusla bile kendimi toparlamakta
zorlandigimi soylesem mi
acebaaa!
Yorumlar
Yorum Gönder