Paris'ten mektup geldi, hu huuuuuu!

15 yilda toplam 20 kez geldigim
(ve hesapladigimda kalis suremin
nereden baksan bunca yil icinde
365 gunu buldugu)
bu guzelim isiklar kentinden,
en taze haberler
su vaziyette saygideger abilerim,
ablalarim ve de degerli feysbuk cevrem:
1) Kim demis Turk gencleri
cep telefonu bagimlisi diye?
Buradakiler daha da azitmis isi azizim.
Gozleri hep ekranlarinda,
ustelik kafalarinin yarisini
kaplayan rengarenk kulakliklarla 
muzik dinlemeyeni kenara cekip
bir guzel dovuyorlar arada bir kanimca.
2) Evler cok kucuk ondan mi
yoksa insanlar yaslaninca kuculuyor,
eee haliyle burada da yasli cok ondan mi
bilmem, omru hayatimda gordugum
en kucuk 2 kisilik yataklar
bu kentte satiliyor.
Bizde mumla arasan 1.20x1.60 yatak
bulamazsin mesela..
Hep hala en buyugu en zengin gosteriyor
zannedenler yuzunden bu yokluklar,
ahh ah!
3)En turistik, en manzarali, en baba fiyatli
noktalardaki hicbir pasaj, kafe ve bar tuvaletinin
klozetinde hadi kapagi gectik,
uzerine takilan oturma seysi yok.
Boylece otomatikman o parcayi temizleme ve silme
gibi bir dertleri de yok. 
Klozetler hicbir zaman kirli degil ama
hijyen on numara bes yildiz ozetle.
4) Teraslardaki (disarida masasi olan
ve de gelen gecenle hasir nesir populer
cafelere teras diyorlar burada)bambu ve plastik
seritlerle uretilmis, yan yana disariya
bakan sandalyeler oyle dar,
yuvarlak sehpalar oyle kucuk ki,
kalktiginda ya belin tutulmus ya da ayaklarin
uyusmus oluyor. Hesaplar 'Happy Hour'da bile
gayet insafsiz, o baska mevzu.
5) Elektrikli arabalar icin sarj
istasyonlari her yil cogaliyor
Paris'te sanki.
Zaten sokaklardaki en populer araba markasi
2 kisilik Smart'lar. Bit kadar park
yerlerine bile dakkada
sigiyor keratalar.
6) Kentin gobegindeki Les Halles adli
devasa alisveris merkezinin
celik konstruksiyonlarla hiper modern
yenilenme operasyonu tam gaz suruyor.
Ortalik toz duman, karman corman,
esnaf perisan. (mi aceba?)..
DirenParis, diyorum!
7) Yilin moda renklerinden
bahsetmeden gecmek olmaz.
Limon kufu, bebek kakasi, hardal sarisi,
gul kurusu, morcivert, oranlarini
asla bilemeyecegim miktarda siklamenle
turuncunun karisimindan olustugunu
tahmin ettigim
cirtlak bir seker pembesi.
8) Sinemalarda Bertrand Tavernier'nin
son isi "Quai D'orsay" ve Simone de Beauvoir'in
hayatindan esinlenme Emanuelle Devos'lu
"Violette" gosterimde.
VIRGIN ve kitapcilar tek tek kapanirken,
FINAC kitap ve dvd satislarini azaltmis,
olayi 3D televizyonlara, devasa ekran ve tabletlere,
envai cesit cep telefonlarina baglamis
ayakta kalmaya calisiyor.
Vee pazarlarda, metro cikislarinda
bol cesitli korsan dvd satisina devam.
9)Hicbir belediye otobusu soforu klakson calmayi
bilmiyor olmali ki kavsaklarda ya da gerekli anlarda
sadece kampana sesi duyuluyor:
Cilang cilong, cilang cilong! Ve haliyle
antikaotik bir yabancilasma etkisi yaratiyor
bu sesler turist benligimde ;)Vaysss..
10) Metro muzisyenleri cok azalmis.
Kimi istasyonlar bakimsizliktan cokmek,
cercopten dagilmak uzere.
Sorarim burada kizli erkekli
tum Parizyenler adina, sehri kuzeyden guneye
demir tramvay aglariyla donatan ornek
Baskan Delanoe uyuyor mu?
11) Bayan siyahi tenliler ya saclarini simsiki orduruyor
ya da cesit cesit peruka takmakta. Genc erkeklerse
pantolonlarinin pacalari icerde; botlarinin dilleri
disarida bir sekil yapmaktalar kendilerine.
Oldu mu? Oldu, oldu. Aferimm!
12) Sokak basi karsimiza cikan emlakci
vitrinleri fiyatlariyla dudak ucuklatiyor.
15, 20 metrekarelik acik mutfakli bit kadar, istesen
bile takla atilamayan studyolarin fiyatlari
200.000 euro'dan basliyor.
(2 oda bir salon fiyatlarini yazmaya utandim simdi, bana
ne oluyorsa!)
13) Her sey var, lakin ates pahasi.
Gel gor ki en zor sey taze sogan bulmak galiba.
En ucuz domatesin kilosu 2.5 euro'dan baslamakta.
En cok cesit elma ve patateste var. Her semtin pazari
kuruluyor haftanin bir gunu,
fakat 12'de bitiveriyor, oyle aksamustunu
bekleyip fiyatlar az biraz gevsesin,
aile butcesini fazla kasmasin muhabbeti yok burada
anlayacaginiz.
14) Cadilar Gecesi Bastille'de 5 10 tane Vendetta
maskli sahis vardi, gayet de supheli
gorunuyorlardi amma, hicbiri yaka pacalanmadi;
he valla he billa, sastim da kaldim.
15) Rivoli civarinda ikinci el giysi aksesuvar
satan kilo shoplar bi cogalmis bi cogalmis;
Vicir vicir Rus ve Japon kayniyor.
Pompidou tarafina da yayilmislar.
Marais bolgesindeyse abajurdan kalemtrasa,
ayakkabi cekeceginden yatak basina
pahali ama nasil enteresan seyler satan,
canli/heyecanli bir suru tasarim
magazasi acilmis.
Aaaaa, bu fiyata bu satilir mi kiz Naciye,
sasirmis bunlar demeyeceksin, alacaksin
ufak tefek seyler, yaratici enerjinin
onunu acacaksin kardesim!
16)Paris'in en ucuz fiyatli Kopekolduren sarabi
plastik bidonlarda satiliyor. 15 litresi
7-8 euro gibi yaklasik. Artik o da bizim
bunlara kiyasla pahali kalan enucuzgiller gibi
kasindirir mi,
uyusturur mu, karacigeri  buzdurup
bagirsaklari bozdurur mu bilemem.
Yeri geldi vatana millete
hizmet olsun diye
onu da yazdim.
17)Butun bulvarlarda dev at kestanesi
agaclari var.
Sonbahara, parklara, bulutlara
nasil da yakisiyorlar,
Ankara'yi hatirliyorum, Istanbul'u, Taksim'i..
Bizim illerde kesilmelerini
onleyebilmek icin her gun sokaklara dokulen,
en iyilere ve guzellere layiklerimize
en kalpten, en dikizsiz selamlarimi
yolluyorum buradan!
Sagolun, var olun gencler..

Yorumlar

  1. Denooo kısıtlı da olsa bir cephesiyle güzel anlatmışsın Paris'i arkadaşım,sağ ol.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!