işte bizim hayatımız!

Epeydir arkadaşlarım görünmüyor blog topraklarında, geçen

haftaki sıfırın altındaki sefil kasaba günlerimizden iki şirin fotoğraf size..Her fotoğrafın bir öyküsü var ya, yazayım ulan.. Üstteki karedeki sakallı olan Selo, anarşistin, nihilistin, komünistin önde gidenidir..Kilometrelerce yürürdü eskiden..Karaburun Yeniliman, Karaburun Sarpıncık, Mordoğan...Taa ki körüklü bir belediye otobüsü İzmir'de onu bulup çarpana kadar..3 yılda 24 ameliyat oldu, işkenceler yıldıramadı, ama bi boktan otobüs canını belledi(hastane mikrobu cabası).. hala koltuk değneğiyle yürüyor, rakıyı sever, bir de kalabalık olmayı, çok insanlara yemek yapmayı..(asla çiğ sarımsak soğan yemez)

En şahane sipesiyaliitesi biberli patlıcanlı bergama usulü bişiydi..adını yarın hatırlayacağım neyse..

Yazları teknede, kışları karavanda yaşar. Huysuzdur ama şahanedir, çok çatışırızçok sevişiriz. Liderimdir...

Diğer yanımdaki Ayhan'dır, ikizdir, (ikizini de severim) ben Haaani derim ona, Hani mu, saatlerce film seyrederiz, herşeyle acaip dalga geçip saatlerce güleriz..Birbirimize bakmamız yeter, komaya gireriz, bazen bişeyleri çok ciddi yaşarız, sadece sonra konuşup gülmek için.....

Selo'nun sevgilisidir, onun canına okuyandır, ayriyetten ;. Adapazarı'nda sendikalı bir öğretmendir..Öğrencilerinin başından bitler ayıklayıp, türbanlı ana babalarını hizaya getirir, çocuğun olsa sonsuza kadar teslim edesin gelir. Belgeseller bulur, seyrettirir, disiplin öğretir, şefkati dizginler, dünyayı, bireyi, haksızlıkları algılatmadan bırakmaz her çocuğunu; 

müdür bile bu sene onun sınıfına (bu sene 1'den başlattı) öğrencileri toplamak için, "dini inancı biraz zayıf ama iyi eğitmendir" deyip çok para istemiştir

dinbaz ailelerden, aile birliğine..

canımdır özetle.

Alttaki fotoda yine 3 şaane insan..Boynu kesilmek üzere olan Faruk'tur..(Kızı bu yıl Boğaziçine dereceyle girdi, bi gururlandık, ama nasılll) Kasabadaki tek nilüfer havuzu olan, GDO konferansında ucubik fikirleriyle

zor yatıştırdığımız, değişik bitkiler, kaktüsler yetiştiren, keklik kafesleri olan, karaburun'a sivrisinek yiyen sinekleri ve doğasını tanıtan adamdır (hep ondan değerli keklik yumurtalarını isterim, yüzüme sürüp biraz güzelleşeyim ulan, ben de para mı var, botox yaptıralım, ver şunu yaa şeklinde) birlikte süper bira içeriz, sinema stoğumuzu o tutar, biz buluruz, o dağıtır, kopyalar, dağınıktır ama kraldır, komşumdur.)

Kuyruklu, Sinema Faruk'u  kesiyor görünen adam, Nayman'dır..Nayman Kaptan. Karaburun'un ilk İzmir bağlantılı seferini yürüten kaptandır. Gemi yanlış olduğu ve ilk fırtınada poyraz delirdiğinde, yolcular yerlere yatıp kusmaya başladıklarında, fatura ona kesilmiştir.(unutturmayın da geminin fotosunu koyayım, kibrit kutusu gibi saçma bişiydi, hrkes biliyordu bu rüzgara o teknenin uymadığını)

Kuş sever, kuluçka makinesi vardır, civciv üretir, besler büyütür. Kedisi vardır, köpeği vardır.

Kalbi pamuktur..Çapkındır haaa ..Saip köyünün yakınında yaşar. Rus sevgilisi Diana onu terkedince (4 yıl sonra) çok üzülse de belli etmemiştir. Delikanlıdır...Gönlü zengin, eli dardır.. Kadri bilinmemiş bir sanatçıdır.. Yıllarca bodrum marmaris limanlarında kaptanlık yapmış, gezmiş tozmuş, içip mıçmıştır... Bi danseder, aklı durur seyredenin..( Kalça kemiğinde platin vardır, erime muhabbetleri onu erken bulmuştur) Rüzgar çanları yapar, su kabakları toplar, doğadan ne bulursa evindedir, bana çok şey öğretmiştir...

Tek kusuru bilikte çalışmayı sever,

ben de iflah olmaz bir tekbaşınacı olduğumdan, atölyelerimiz ayrıdır..

Evi geniş, sobası sıcak, mutfağı ve mekanı herkese açıktır.

Üçünçü kadının adı Gülderen. O gece yeni dönmüştü Tekel işçi eyleminden, izinliymiş 15 gün,

arkadaşlar, biraz gözünüzü açın, bu ülkede 3 gün önce darbe oldu, Haiti'de kız çocukları satılıyor,

bi boktan haberiniz yok diyendir..

Ankara'daki canı arkadaşının yeni doğmuş bebeğine bakmak için gidip geri gelmeyendir.Hayatını ansızın değiştirendir.( Son sevgilisini başından atması 3 yıl sürmüştür, ohh neyse bitmiştir? )Nasıl gelecek bilmiyorum, çünkü, ona güvenip 2 arkadaşı daha hamile kalmıştır.

Onun misyonu da budur belki.

Hamiş::

1: Hani ve ben bebek sevmeyiz!

Yapmamışızdır onca yıllık evliliklere rağmen..

2: Diğer erkeklerin çeşitli evliliklerinden çocukları vardır boy boy.

Evren uzun ömürler versin.

3:Ne diyeyim, bizim misyonumuz da belki budur.

.