bir de ben anlatayım tamam mı, şimdi şöyle oldu!

Perşembeleri kentte bütün sergi faaliyetleri
üst üste biniyor her nedense.
Benim insan görme, içme, harcama  günüm
oluyor dolayısıyla..
Bu perşembe kedi'de adnan Turani
sergi açılışına gittim önce..Bana göre
tekrarlardan oluşan, storyboard tadında(!)
tablolar 8 10 12 milyarlardan fiyatlandırılmış..
4 tanesi 10 dakikada satılmıştı bile..
Ortalık kokona kaynıyor, eski tanışlarla
sohbet ediyorum, gözleri konuşurken hep çevrelerinde
kim gelmiş, kim gitmiş şeklinde.Uffff...
Bir hat sergisi daha gezip (güzelyalı'dakini
boşveriyorum) devam diyorum.
 Vapur iskelesi karşısında fotohane adında
bir mekan açılışı daha var, oraya bir
gidiyorum ki, nasıl bir kalabalık!
Zengin ve epeyce gürbüzce bir genç adam
eski bir rumevini adam etmiş, mükemmel
bir fotoğraf evine dönüştürmüş.
İkramları sokağa taşımış, midye dolmalar,
bir motoguzzinin arkasında cazur cuzur
kızaran balıklar, sifon biralar..
(müzik yok ama 2 sokak çalgıcısı
belki birileri bahşiş atar umuduyla
bağrış kıyamet saz çalıyor kenarda)

Kendisini kutluyor, baba fotoğrafçılarla
sohbetleyip soluğu Mare'de alıyorum.
Burası da arkadaşımızın kafesi.Ne zaman gitsek
bir tanıdıklar var mutlaka..Bir bira da orada
çakıp geceyi daha fazla uzatırsam
evin yolunu bulamam korkusuyla
hemen 169 yapıyorum.
Ertesi gün kayıp bittabi!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!