Karaburun'da sıradan bir günden onbir sıradan ses..

1) Güç kaynağının 'bipp'leme sesi.
(Elektrik 17.kez kesilmiş ve güç kaynağı ötmeye başlamıştır.
Bir koşu bilgisayar kapatılır, diğer devredeki elektronikler için
tanrıya duaya, malum şahsa anamızla birlikte 5037. kez küfre başlanır.)

2) Yakınlardaki lisenin 'gülpembe' melodili zil sesi.
(Hababam sınıfı'nın ezgisi öğrencileri okulu asmaya
teşvik ettiğinden değiştirildi, şeklinde düşünülür. Beynimizde
Pink Floyd'dan "the wall" çalmaktadır bangır bangır.

3) Ezandan nefret eden komşu köpeğinin uluma sesleri.
Kral bir köpektir, kalan zamanda mütemadiyen pinekler.

4) Bahçeye giren yabancı kedilere ikaz mahiyetinde
kedi hırlaşma sesleri. Artarsa bir süpürge kapılır, düdükleyicibaşı
iri arap kedi ile, tekir tombultatak ötelere kovalanır.

5) Çöp kamyonunun durma, toplama, aktarma
tangırdamaları. (Elemanlar tanıştır, selam çakılır racon gereği.)

6) Periyodik olarak öten "fiyu fiyu" kuşunun ciklemeleri
(ki kendisi yıllardır görülememiştir, gagası neye benzer, bilinmez.
Hayalimizde mor ve turuncu karışımı bir renk yaratmıştır.)

7) Yakın uzak farketmez daimi bir kazma, delme, yıkma, dökme ve
kesmegillerden oluşan, ölçüsüz/hesapsız fiyatları katlayarak
büyüyen bir kasabanın tadilat sesi.

8) Belediye anons sisteminden, arabanızı çekiniz, şu toplantıya
geliniz, su paralarınızı ödeyin, keseceğiz bak sonra söylemedi
demeyin, emlak vergilerinizi yatırdınız mı, piknik, kutlama, anma
gibilerden buluşuluyor, katılınız, gibilerden "Duyuru" başlıklı
seslenişler.

9) Saatlerce bap baaapplayan araba kornalarıyla
(kasabayı ağır ağır dolaşıp üç beş yerde
"anne ben hastayım marul isterim" veya "Asmalı mencere"
adlı Karaburun şarkıları eşliğinde oyunlarla şenlendirilmiş
sünnet davul zurna sesleri.

10) Tepemizde hababam tar tarrr dolaşan, Emekli bir hava
albayının turistlere yarımadayı gezdirip fotoğraf çektirdiği
geyiği yaptığımız, askeri bir tatbikat uçağının parr parrrları.

11) Gün boyu insanın sinirlerini yerinden oynatmak
için defalarca başlayıp ansızın duran, azalıp azalıp
birden coşan rüzgarın verandadaki
rüzgar çanlarında bıraktığı çalang çilong sesleri.
( Bir şey olmaz. Hepsi yerlerinden ya da bahçeden toplanır,
sonra hiçbir şey olmamış gibi durunca esinti, tekrar çivilerine asılır.)

Sonraaa mutlu asmalara, sardunyalara, yeşillenerek
serpilen biberlere, çiçeklenen limon ağaçlarına,
deniz üzerindeki karbeyaz kuzulara,
körfezden çıkıp her akşam 18.00 sularında
önümüzden geçen "bugeminereyegider" adlı
turist kruvaziyerine, sağ yanımızdaki heybetli
dağımıza, güneşte sere serpe yayılmış
karnı tok sefiloş bahçe kedilerimize,
kuzeye kuzeye koşturan
serseri bulutlara kocamannnn
birer selam çakılır;
buzz gibi bir bira açılır, dalgamıza
bakılır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!