hicbir balkon bu kadar guzel degildi.

o, dapdaracik sokaklari genisleten; kus konmaz, cicek acmaz pervazlarda, gece gunduz, durmadan, usanmadan isledigi masmavi gokyuzu tulbentleriyle, sehrin dort kosesine yayilmis, seffaf ama alabildigine giz dolu, her an kendisini yeniden ureten pihtiyi, goz gormez, akil almaz bir incelikle kandirip, adina zaman denen gorunmez kabadayiyi, dogurulmadan once icinde yasadigi deney tupune geri gonderendi.

o, biyiklarindan buzlar sarkan bir evi, sobasiz, kalorifersiz, icinde muhabbet kuslarinin ucustugu, ciceklerin hic bilinmeyen renkleriyle, takip takistirip, surup surusturup gezindigi, cocuklugunu terketmemis ama icinde terkedilmis soluklari barindiran ve yeni dogmus gezegenler gibi gulumseyen balonlariyla, olumsuz bir ilkbahara cevirendi.

bir gece, soguk sokak lambalarini, delik desik asfaltlari, midyecileri, piyangoculari, sarhoslari, salkim sacak reklamlari, kurtulmus agaclari, feministleri, sosyalistleri, muslumanlari, hic yagmayan yagmurlari, bol makyajli magazalari, gununde odenmis bir senet gibi rahatca unutup, yuzume bulasmis ticaret tozlarini yikamadan, "yasamak seninle guzel" diye fisildadim ona.

nasil sevmem
(ASKIYA)
Fergun  Ozelli

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!