Dut ağacı değilem, her geçene eğilem....

Hayatımda bu kadar saçma bir ağaç görmedim
ve meyve tabii..
Toplayım diyorsun dökülüyor, zaten hep dökülüyor,
 her yeri yapış yapış yapıyor, reçel denedik olmuyor,
pekmezini bilmeyiz ki, kurutsak nereye bez sersek kediler üstüne yatıyor
güneşli diye, güvenli diye, ulan bu meyve arıyı, sineği topluyor,
amma kessen kesilmez bir durumda, çünkü asmayla
bir aşk kurmuş sarmaş dolaş yaşıyor!

Sesim çıkmaz
ama olmuyor işte, bir yandan biz bi sürü kedi besliyoruz ya bahçede,
nüfus çoğaldı, karıncalar bir delik açmış kedi mama kırıntılarını
yuvalarına taşıyor, yani 15 kedi artı 15.000 (50.000 de olabilir netekim)
karınca demek bu,
ulan diyorum içimden
ben çocuk yapmamışım bin yıldır sorumluluk almayayım diye,
bireyselliğin doruğunda kararlarla yürümüşüm gelmişim
bu tuhaf kasabaya
halimize bak hizaya gel!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!