2011 Takı Modasını açıklıyorum:


Evet, açıklıyorum saygıdeğer abilerim
ve ablalarım:

Bileziklerde Fatma elinin altındaki Üçgenin
ortasında nazar boncuğu olacak..
Kolyelerde altın kaplama kaplumbağayla
mor baykuşlar kucaklaşacak,
Küpelerde sarı yunusların yeşil papağanlı
olması yeterli..Yeter ki paralar sarksın
yanlardan :::)))
Keşke bu kadar kolay olsaydı
di mi bir yeni yıl modasını tanımlamak!


(Çünkü bu değerli bilgi gecenin köründe
otobüsle yola çıkıp, 10 saat sallan
yuvarlan sonrası sidikli İstanbul Esendere garajına
gidişim ve oradan servise binip havaalanına gidişim,
sonra oradan metro ile fuara intikalim,
saat erken olduğundan 1 saat kapıda bekleyişim,
sonra bir davetiye kapıp içeri girişim,
derhal vip bölümünden 1 kahve ve 2 poğaça aşırıp
7 yıldır içine daldığım sektörü kucaklayışımın
hikayesidir) Yazamamıştım..

şimdi.

Bu devlerin dansıydı aslında. Bizim değil.
Ama ben de küçük alıcı ve üreticiyim az biraz ya,
çok da muhabbetçiyim, tanış olmuşuz (patronları ne haddimize)
7 yıldır, gide gele, her sezon konuşa konuşa, çalışanların çoğuyla.
Selamlaşıyorum hep, hoşuma gidiyor,
kendimi değerli hissediyorum
(Marketing Turkey yıllarında olduğu gibi)
Coşkulu bir fuar.
Aksesuarlar, gözlükler, saatler
konumuz ilgimiz merakımız dışı.

Arkadaşım Takı Cadısı stand almış,
gurur duyuyorum, gıpta ediyorum.. Çok güzel
işleri var. Sunumu zayıf ama olsun, becermiş mi,
becermiş. İlgi çekip satıyor mu, evet.
Budur abicim. İnanılmaz asimetrik
bir kafası var. Asker çocuğu olduğumdan bende yok mesela..
Sırt çantalarımı ona bırakıp
standları  izlemeye tüyüyorum ara ara..
Kendimi daha da içinde hissediyorum fuarın,
(teşekkürler Ayla)

Yılmaz Bijuteri defilesine uzaktan bakabiliyorum, nasıl kalabalık.
Müthiş Rus mankenler izdiham yaratıyor....
Bijuland yine deposunda ya da dükkanlarında göremediğimiz
export işleriyle orada. Neler var ama, kıskanıyorum, satmadıkları için kınıyorum.
En son Kadir Has Üniversitesindeki Boncuk Konferansında
farklı işlerini alabilmiştim. gerçi ne oldu onları da sattım geçtim gittim.

Tomflaş'la şakalaşıyoruz..
(Arife günü kapalı oldukları için yayakaldığımızdan.)

Osmanlı Takı'nın işlerini severim
çok da, Cemil İpekçi ile kavilleşmiş,
olmamış, teferruatlı,
ana koleksiyon çok kuvvetli bu sene ama..delirdim ...

Mozaik de inanılmazdı..
(Hatırladıkça birilerini ekleyeceğim buraya)

Kartvizit broşür toplayıp, mart alışverişine
notlar alıyorum..
fotoğraf çekemeyip yasak çünkü

çıkıyorum...yolum uzun...
çok yürüyorum..metro... bakırköy..dolmuş..tekrar kıyıya yürüyüş
bostancıya deniz otobüsü..yine yürüyüş..kardeşimin evi!
Sahi ben bu sabah gelmiştim daha
İzmir'den di mi, kaç saattir ayaktayım
diye soruyorum kendime...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!