cumhuriyet bayramı, düğün ve ben




Günlerden Cumhuriyet Bayramı, bugün, yani dündü de..Törenleri tembel kalkıştan kaçırdım tabii, çünkü artık geceleri uyuyamama adetim peydah oldu (ki ağaç gölgesinde uyurdum, günün herhangi saati), kalkmalarım da kontrol dışına tüydü doğal olarak. 13.00 dolmuşu Üçkuyulardan 45 dakika gecikmeli kalkınca, nikah muhabbetini de kaçırdım azizim. Apar topar gidip eve bayrağı astım..Sonra keçi kavurmalı (ilik kıvamında), pilavlı, yoğurtlu, mezeli, eski cankuş bir arkadaş düğününün içine dalıverdim. Yağmur yağmamak için kendini tutuyor, rüzgar esmemek için dilini sıkıyor, bulutlar apar topar kaçıyor bi yerlere, nasıl bir hava, anlatılmaz!Nereye baksam tanıdık, kime dönsem güleryüz..Ev yapımı şaraplarda ustadır bizim Ahmet...Ceyşan'la kavilleşmiş..Ciddi nikah muhabbeti haa, telefonda "ben evleniyorum Deniz ulannnnn, gellll" diye bağırınca, duramadım, inanmam imzalara da kutladım, kutsadım kararı. Esirgememiş sağolsun herşeyi, bir içtik, bir daha içtik, bir oynadık, o kadar mı olur....Sonra saatler 19.00 dedi. Kasaba merkez mahalleden aşağıya doğru kalabalık, belki 500 kişi, gelin damat beraber yürüdük cümbür cümbelek.. Fener Alayı eşliğinde. Askerlerle,, Marşlarla.. Herhangi bir Cumhuriyet'in değil, Laik Atatürk Cumhuriyeti'nin izinde, peşinde, sonuna kadar hem de deyip soluğu iskelede aldık.. (Çıktık açık alınla, hep de çıkacağız da, bu türbo salaklarla nasıl başa çıkacağız bilmiyorum ) Davullar, zurnalar...biralar, sohbetler, şarkılar, türküler, bütün aydın insanları kasabanın, hepimiz avazımız çıktığı kadar bağırdık da bağırdık...
(öleceksek ölelim artık, yeter bu ne coşku, kalbim deli gibi çarpıyor, hadi deniz yatağaaaa, deyip zıbardım..05 sularında)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!