yorgun günlerde dingin saptamalar...

(..) İnsanın kendini başka ağızlardan dinlemesi
ne tuhaf geliyor akla, kulağa...İnsan başkalarının
gözünde ne kadar başkalaşıyor. Başkalarının hatırladığı
kadarıyla olanımızla, kendimiz ne kadar farklıyız
birbirimizden. Zaman içindeki her birimiz,
ne kadar farklı şimdi "kendim" dediğimiz
kendimizden. Zamanın içinden geçerken
arkamızda ne çok hayalet bırakıyoruz
kendimizden; hepsi farklı farklı görünen;
farklı hatırlanan. Şimdiki kendimize
yabancı ne çok kendimiz varız geçmişteki
günlerimizin içinde; belki bizim için ölü,
ama başkalarının belleklerinde ve
hatıralarında öylece kalakalmış
yaşayıp duran.
(..)

"Zaman aldanması" deyince, bir hatırlama
zaafı olarak anlaşılabilir. Diyelim ki, belleğiniz
sizi yanıltıyor. Tarihleri karıştırıyorsunuz.
Daha önce ya da daha sonra olmuş bir şey,
belleğinizde yer değiştirmiş ve aklınızda
öyle kalmış olabilir.
Zaman aldanması, bu durumda sizin
zaman konusundaki aldanmanızdır yalnızca.
Halbuki "Zaman aldatması", düpedüz
zamanın sizi aldatmasıdır.
Gördüğünüzü ya da yaşadığınızı sandığınız
şeyin gerçek olduğuna bütün varlığınız
üzerine yemin edebilecek kadar sizi inandırıp
aldatabilmiş olmasıdır.
Her iki durumda da aldatanlar farklı.
Sizin kendi kendinizi aldatmanızla,
zamanın sizi aldatması arasında fark vardır,
değil mi?(..)

Hepimiz bir adayız. Ölürsek hatırlanalım,
yaşarken başkaları da olabilelim, başkalarına da
ulaşabilelim diye hepimiz kendi adamızda
konuşuyor, sesleniyor, anlatıyor, yazıyoruz.
Bazen birbirmizin kıyılarına uğrayan seyrek
anlarla yaşayıp gidiyor, bazen kaybolduğumuz
hayatlardan sonra birilerinin karasına
vuruyoruz. (..)


(Murathan Mungan usta'ya saygıyla)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!