Owner of a broken heart!

Masaüstümde ulaşması kolay, en sevdiceğizlerim durur hep...
(doğru değil masaüstünü dolu tutmak ama, reel hayatımda da
hep dolu olduğundan bu yakışır duruşuma, düzenime!)
Smoke on the water, I'm your man (Cohen'e ölürüz hep),
Corazon espinado (Yaaani santana), Oye como Va,
Brothers in arms ve birkaç bişey bişey şey daha. (Halbuki 1000 mp3 hazırdır
bibliotekte, ama biz hep en sevdiklerimizi dinleriz, büyüdükçe de
en yakınlarımızla hırlaşırız en çok, ne cüret!.)
Neyse, en sevdiğim de Yes adamlarımdan,
bu şarkı..en sevdiğim yer "much better
than this' kısmıdır..bağıra bağıra tekrarlarım her gece..(tavsiye ederim,
antidepresandan daha şaanedir çünkü, beynimiz hep normal hayatla paralel yaşamalıdır,
burada ilacı alıp alıp yükselen (ne isimleri var artık hapların anlatamam, kimi reçeteli ünlü, kimi doğal, kimi isviçreli, kilo bile verdiriyormuş)
bira severek rahatlayanlara damga vuranlara, burdan teessüfler, yuhlar yağdırıyorum.. Biz hiç tenezzül etmeyiz
antidepresan denilen dünya ilaç sanayinin körüklemeli ticari pörtlemelerine, katatoniye geçmediğimiz sürece...

Botoksa da karşıyız da, o başka günün konusu, yüzümüz biraz buruşuktur ama hala normaldir, şükürler olsun.Şaşarsak yüzümüz anlatır, üzülürsek alnımız.)
Sadede gelirsek, bir şarkı dinlemek iyi gelir mi, gelir..Mesela bu melodi bana enerji verir, toparlar, onarır, dağıtır, tekrar birleştirir,
parçanın ruhunda vardır bu, sanki bu işlev için bestelenmiştir, dinleyen merak eden bulur, nasıl hisseder bilmem de,
her gün yeniden başlıyorsam eğer güne, biraz da bu ezgi yüzündendir..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

bir sergi oykusu...