yeni bir yıla girmiş olduğumu kabullenme günü!

Hiç bu kadar ara vermemiştim, nihayet oturabildim klavye başına.
Küçük bloğumu, minik dünyamı, filmler, kediler ve boncuklarla örülü sefil hayatımı
sanal ortamdan heyecanla izleyenlere(!) mahcup bir selam çakıyorum
buradan ve yazmaya başlıyorum 2010'un ilk satırlarını a dostlar...

Sevgili 19 gün boyunca Türkiye'de olduğundan
hayat ritmimiz hareketlendi epeyce.
Günler süren yeni bisiklet arayışımız
planladığımızın çok üstünde bir para
harcayarak sonlandı. Amortisörlü ve
tüm aksamı Shimano olan bu kıvrak
mobil alet de geldi, hayatımızdaki
yerini aldı. İyi de yaptı...
2 bisikletli Güzelyalı Alsancak, Güzelyalı İnciraltı
turları şahaneydi. Hiç de sanıldığı kadar
zor değildi üstelik. (Kıyı boyunca kilometrelerce
bisiklet yolları yapan İzmir Belediyesi'ne
buradan saygılar, merciler...)
Alsancak'ta fuarı turlayıp bir puba
oturup biralamayı bile başardık,
tadında kararında elbette...
Tek problem bisiklet yolundan
yürümeye bayılan aşıklardı ki, onları da
bağışladık gitti.

2 posta Karaburun yaptık bu süre
zarfında. Jean bisikletle
ben yürüyerek Dolungaz kıyılarına indik,
her yerden fışkıran nergisleri koklaya
koklaya topladık, mandalin komasına
girdik, Volki Kafe'de dostlarla şamatalı biraladık,
Yusuf Kaptan'la aylardan ocak olmasına
rağmen ılık bir karavan kenarı akşamında
balık yumurtası yedik.
Suluboya ada resimleri yaptık.
Bahçemizden limon topladık, arsız
incir ağacımızın filizlerine küfürleri
bastık. Kış mücadelesi veren az sayıda kalmış
pasaklı kediciklerimizi doyurup sevdik.
Yine sular taşan banyoya
sinirlenip eve baharda sıkı bakım
yaptırmaya karar verdik.
Saksılar kırıp, verandayı yağmalayan
haşin rüzgara laf söylemek ne hadimizeydi ki!

İzmir ev kedisi Mini ameliyatlı olduğu halde
azgınlaşıp bu yıl da "bauuu bauu" şeklinde
avazı çıktığı kadar bağırıp çevreye rahatsızlık verdi.
Her 15 dakikada bir kuyruğuyla poposuna
pıtı pıtı yaparak kedi mastürbatörlüğü
gibi yeni bir meslek icat ettik.

Yılbaşı gecesi Medici ailesi olarak bilinen
kalabalık eski dost grubumuzla yedik içtik,
şapkalar taktık, dansedip delirdik.
(Ertesi gün boyu yarı baygındık bittabi..)

Avatar'a 3D bilet asla bulamadığımızdan
ne olup bitiyor ulan şuna taze taze evde bari
bir bakalım deyip korsan kopyasına
ulaştık. Ön seyretme işlemini tamamladık.
Özünde, dünyada yüzyıllar boyu yapılmış olan
ve hala da sürmekte olan soykırım &işgal
eylemlerinin fantastik bir tekrarlama biçimi
olduğunu gördük.
(Üzüldük, uzakları yine özledik.)

Ekşi lahanalı sosis, susam yağlı, soya filizli
salata, çerkes tavuğu, bu döneme imzasını
attı. (İlk fırsatta arkadaşlara yapılacaktır.)

Atölye Karaburina son tatilini de noktaladı.
(Mart'taki Tayland seferine kadar)
Çalışmaya başlayacak gayrı, malzemeyi masalara
yaydı, sınıflandırma yapıyor, stratejiler
kuruyor, enerji topluyor, motivasyon
biriktiriyor. Umutluyuz kendisinden
arkadaşın da, gururlu muyuz bilmem!

Yorumlar

  1. nergisler, balik yumurtasi, sukrut ve sosis, incir, kediler, bisiklet ve doga, Izmir hep cok sevdigim seylerden basediyorsun birde Tayland deyince akan sular durdu amanin ne guzel bir haber. Ne malzemeler bulursun orda of of.

    YanıtlaSil
  2. Canımsın Beste, iyileştiniz değil mi ailecek?
    Yazıldığı kadar neşeli değil herşey de,
    allayıp pulluyoruz adabınca, blog bulvarında.
    Çok kar varmış oralarda, burda rüzgar,
    özledim harbi kışı..sevgiler çok :)

    YanıtlaSil
  3. iyilestik kuru bir oksuruk kaldi oda gececek. 10 cm kar icin gunlerdir konusuyorlar ama buralara 30 yildir yagmamis, ben dizime kadar kari ozluyorum:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!