super lux otelimize varis!

Metro yerine banliyo trenine binmisiz meger, cikarmiyor makineler disari. Sonunda bayan polis amir gelip koyveriyor bizi disari. Giris 11'de olacagindan sabah sabah,
acik Kafe bulma calismalarimiz basladi.
Kalacagimiz yer bir tekne, Nemo adli
bilim muzesinin yaninda demirli.
Yan fotodaki bizim yuzen otelden
gorunen deniz tarihi muze kalyonu.
Giriste nonstop 80'lerin muzigi calan
(Con Bon Covi pek bi favorileri bu arada) kahvalti ve
oturma salonu, asagida 2 kisilik 4 m2
ranzali, kafesimtrak
odalar var. Uzun bir dolap bi de lavabo.
Tuvalet dus ortak. (Asagiya merdivenlerden
ayaklarini yan yan basarak inebiliyorsun, o kadar
kucuk mekanlar yani!) Iyidir iste yaa, dedik attik
kendimizi kente...

72 saatlik kartlar aldik hemen.
Tramvay, metro, otobus, butun
muzeler bedava. Baska olaylarda da indirim var.
Zaten kolay bir kent. Yurumesi zevkli,
soguga karsi korunakliyiz ya 5 kat giyinmisiz,
bavulda her ihtimale karsi antibiyotikler.
Durup durup yeniden yagiyor, yagmur.
Cevremizde binlerce kanal
ve kopru. Bebek oyuncagi gibi evler.
Ama ne kadar guzeller...
Jean'la gizliden en iyi kopru bisiklet
fotografini cekme yarisindayiz.
Macera basladi iste!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!