vize hazırlığı




Mini ve Bidi'yi Karaburun evinde
bırakıp gitmeye karar verdim.
Boncuk Kangu da kalsın.
Otobüsle giderim. Sırt çantam hazır,
kalbim değil..
Paris günlerini
yeni projeler için grafik tasarım
ve photoshop tazelemeye ayırayım
diyorum ama, 3.5 hafta ellerimin
delireceğini biliyorum.
İstanbul için minik bir malzeme
listesi yaptım. Umarım üzerine
abartma tozu ekmem!
İklim o kadar güzel ki bu aralar,
insanın yerinden kıpırdayası
gelmiyor...Gökyüzü kapalı, hava ılık,
rüzgar dingin, deniz buğulu. İskeleyi
son turistler de terketti. Kaldık biz bize.
Çetken (Yeni adıyla Karaburun) Kafe'de
artık Ergin Pansiyon'un Volkisi
duruyor. (Canım benim!)

Ve sukabağından rakı kapaklı püsküllü
çanlı 3 adet tavan süsüm açılış
gününün heyacanını anımsatıyor
o gece orada olanlara..

(fotolarını çekeyim, ne olur ne olmaz,
kimi gadrini bilmeyenlerce
çöpe atılmadan!)

Atölyeye inip roman radyo kanalı
eşliğinde oynaya oynaya,
otantik takılarımdan
3 tane attırdım dün; kıpırdanma başladı
sefil ruhumda, sonra kendi kendimle
tokalaştım.
A be çünküm hepisiciği de
çok şağane oldu yaww!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!