tabii canımmmmm!

Seni zehirlediler diye çok korktum,
ben eve döndüğümde, bundan belli
kapıda olacaksın, bir daha asla kaybolma
ortalıktan, aptalll!
(Eve dönüşümün ardından 3 saat geçmiş,
mezarlık kedileri bile gelmiş kapıya,
bizimki yeni teşrif etti,
delirmekte haksız mıyım, bilmiyorum)
Kapının önünde avaz avaz
bağırıyorum, Cinka da sanki anlamış
gibilerden 2 patiyi karnında
yumaklamış, göz teması sıfır,
önüne bakıp duruyor.

Evi kapatıyoruz, kepenkleri
kontrol ediyoruz, azın, çokun,
artık allah ne verdiyse hardın rock'ın
dinliyoruz,, ,,,, , ,,,, , ,, ,,,, !
The unforgiven.
Bütün takılarımız havluların
arasında, tedbirliyiz, bunlar
son parti. Kurutuyoruz, ölsek yine
yapamayız, yorgunuz.
(Bütçemiz açık, hesap tutmuyor.
100 tl, yani 50 euromsu bir
paramız kayıptır, düşürdük mü,
kaç lira üstüyle karıştırdık, hatırlamıyoruz!
demek ki 2 günümüz boşunadır,
komadayız)
6 saattir standda donumuza kadar ıslak,
iskele neminden sırılsıklamız.
Yağmur yağmıyor
ama gökyüzüne bakınca,
bulutları takip edemiyoruz.
Öyle hızlılar, namussuzlar!
6 yıldır her hafta sonu
toplayıp yeniden
seriyoruz yaptığımızı.
Sonra evde dinliyoruz ya
hayatı...
Projelerimiz var, heyecan verici.
Yarına!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.