lodos esti, standlar uçtu, özgürlük geldi!

Bir telefon, anında iskeledeyiz
komşu Faruk'la. Bütün standlar
arkaya kaykılmış, belediye
alarmda. Faruk da diyor ki önce
mankeni kurtaralım, tecavüz eden
falan olur, başımız belaya girer!
Zaten tıklım tıkış arabaya
kalan katlanır masa, raf, 2 adet
eskiden cips şimdi takı askıntısı
olan demirbaşımızı sığdırıyoruz.
Kollarımızı adaya ve delirmiş
rüzgara doğru açıp avazımız
çıktığı kadar "Eyyyy,
özgüürrlükkkk!" diye
bağırıyoruz. Sezonu bir türlü
bitiremeyenlere rüzgar gününü
gösteriyor. Sonra...
Yer ve gök karışıyor; deniz
görünmez oluyor, yağmur pencerelere
90 derece acı yapıyor, ekranda
"paramparça aşklar ve köpekler"
ocakta mercimekli bulgur var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!