çlong çlang, patonk, patank!

Standa uğur getiren kedinin
el sallama sesi.
Otafuku......Fukusuke!
Şimdi masa üstünde.
İhtiyarlar kurmalı, bol tiktaklı
saaatler olmadan yapamazlar ya,
bu da bize artık ihtiyarlamış bir yazı
hatırlatıyor. Koyduk bilgisayar yanına,
hababam, debabam biteviye
el kol hareketi çekmekte bize!

Cuma gecesi daveti gayet international
geçti. Portekizce, italyanca, türkçe,
ingilizce, fransızca, hamzaca
konuşuluyordu. Saat 12'de bizim cangoo
murat 124'e dönüşmeden, Selo'yu
iskeleye bırakıp eve döndüm.
(Ne güzel; yeni, bakımlı, denize yakın
ama ıssız, güneşli, özenli, pırıl
ama yalnız evler var!)

Yarın Bea gelecek, Alain'in
annesinin(90) yeni bluzuna uygun
renklerde ne takı yapabilirim, ona bakacağız.
Bu sıkça yaptığım birşey burada.
2 kez bir nişan elbisesine,
bir kez sürpriz sevgililer günü hediyesine
uyumlu takı tasarladım.
Bir müşterinin 3 yıl önce satın aldığı
lastikli bilezikteki boncuklardan(ama çok
seviyormuş onları) yeni tasarım
kolye, bir müşterinin oltu taşından Erzurum
işi gümüş bileziğinden, kolye küpe takım
(asimetrik üstelik) kurdum.
Pazar işi on tanesi bir milyonluk
boktan sedefler,
plastik de üzeri sıyrılmış sefil inciler,
anne yadigari diye sevgiyle saklanan
beşinci sınıf kültür incileri,
ölmüş kocanın nişan armağanı
akrilikler, uzak ülkelerden tatil
armağanı ahşap boncuklar sıraladım
durdum kıymetli zamanlarımda.
Şimdi bunları neden mi hatırladım?
Kıramadığım insanlar
(bu işlerde para konuşulmaz),
bozmamam icabeden kasaba ilişkileri bir yanadır,
aldığım tasarım zevki bir yana!
(Emek kadının gönlünün
ekmeğidir çünkü,
dizer ha dizer, dizer!!)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!