yıldız'ın doğumgününü unutma günü

unuttum.
Yüzümü kremlemeyi,
kılsal vücut bakımımı,
ayak parmak ojelerini tazelemeyi,
duşa girip çıkmaktan tarak yüzü görmemiş
keçeleşmiş saçlarımı taramayı,
ticaret telaşından denize girmeyi,
son su parasını yatırmayı,
maaşı bankadan çekmeyi,
araba vergisini yatırmayı,
yığın halindeki giysileri dolaba
yerleştirmeyi, 20 gündür aklımdaki
annemi ve kardeşimi aramayı, Faruk'un bahçeden
semizotu toplamayı ki sulu yemek çok özledim,
atölyeye girişimi engelleyen inciri
tekrar budamayı, asmaları ve limonu sulamayı
unuttuğum gibi
Yıldız'ın doğum gününü de unuttum işte.
Kendimle mi çok meşguldüm?
Sanmıyorum....

Unutmadıklarım nedir peki?
Gececik'in yüzünde başlayan mantarı her gün
kremlemeyi, bebekleri ezmemeyi, gölgeye bol su koymayı,
her gün ama her gün eldeki malzemeden
yeni modellerle standı beslemeyi,
kapağı kapanmayan buzdolabının buzunu
çözmeyi, sabahları 2 tane artrit hapı yutmayı,
her akşam düzgün giyinerek 7'de evden
çıkma gerekliliğini, iskele esnafına günlük bira borcumu
ve de raconları, her gece kargaburun, kıstırma ve
halka stoğumu yanıma almayı,
dostları desteklemeyi,
herkese tahammül sınırlarımı aşsa da
gülümsemeyi ve iyi davranmayı,
cep telefonunu evde ve de 8 saat sonra
standda bırakmamayı, çaldırmamayı,
söz verdiğim gündelik siparişleri yapmayı, ciro defterine
günlük kaydı yazmayı, stand kira ilk taksidini
ödemeyi, arada derede çarşaf değiştirmeyi,
eve dönerken masadan kedilere diye
kahvaltım için 2 dilim ekmek yürütmeyi,
her gün son sigaramı söndürüp
söndürmediğimi kontrol etmeyi,
Cinka'yı sarıbeladan korumayı,
her gece 10 kez six blade knife dinlemeyi ve
jean her aradığında mutlu mutlu konuşmayı
unutmadım.
İyi bok!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!