yeni yaşın ilk haftası

4 Haziran'ı doğaçlama kutladık Canan'da.
Müzikli yemekli şirin bir parti oldu.
Cuma Mimoza'da Sazlı gitarlı açılış.
Ben küpe stoğunu zenginleştirmekle
meşguldüm.
(Diagnosis: PŞ sendromu)

Cumartesi ve Pazar öğle sıcağından
ay soğuğuna değin iskelede standdaydım.
Satışlar sul usul yağıp duran Küba yağmuru
gibiydi. Yapıtları yeterince sergileyemediğim
için karışık satışlar oldu.
2000'de takı tasarımına Türkbükü'nde
başlayan bir çift ile sohbet ettim. Bakır
çalışıyorlarmış. Buca'da daimi tezgahları
varmış. Sattıklarını görmek isterdim.
Bol biralayıp son otobüsü kaçırmak üzere
iskeleden ayrıldılar. Ben frene basmaktayım.
Mahmureler uçtu. Çok ilginç bulunuyor.
Daha almak lazım. İnsanlar hiç görmedikleri
şeyleri seviyorlar.

Bugün yer belirlemesi için 14.00'te belediyeye
gideceğim. (Jean'a hiçbir konuda itiraz
etmeyeceğime söz verdim!)
Stand düzenlemesi başlar bugün. Herşeyi
sergileyebileceğim bir sistem oluşturmalıyım
ve elektrik kurulması, ve masaların, tellerin,
ambalajların, takıların, aksesuarların taşınması
gerekecek. Duvarlar döşenecek kumaşlarla,
yer kilimlenecek.

İçki içmediğim halde uyku kalitem berbat,
sabahları çoookk yorgun uyanıyorum.
Ve bu yıl standda geçmişe kıyasla
daha çok yoruluyorum.
Saat 6'dan sonra bioritmim
hızlanıyor.

Denize girmeye başladım ama su ılık ile çok soğuk
karışık, sadri alışık, tatsız. Biraz daha ısınmalı,
üşüyorum. Otantikler sürüyor. Biraz doğal tasarım kolye
çalışmak istiyorum, gerçi çok meraklısı yok ama
koleksiyonu çeşitlemek anlamında gerekli.
Bodrum tarafında da standlar kurulacakmış,
ben tercih etmem. Kontrolü zor olur.
Sadece minik bir stand ile Foça gemi seferine
uygun saatte saipaltı'na gidebilirim.
Bakalım.

Dolabın içinde parmak bebekler var.
Gece doğurmuş ben yokken pencereden girip.
Önce yok edecektim, sonra onlara da
hoşgeldiniz bebekler, yaşama sırası sizde! dedim.
Ben karınca örümcek bile öldüremiyorum,
bunlar da takılsınlar bakalım hayatıma.

Ütopyalar Toplantısı belli oldu. Ben bu yıl
ilk kez (5 yıldan sonra) sergi açmak istemediğimi
bildirdim. Değeri bilinmiyor çünkü.
Halbuki tutsak boncuklar, özgür takılar projesi ne
şık olurdu değil mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!