kasabada seçim heyecanı

Bodrum Kafe'de Serdar Başkan'ın kadınlar
çayına gidildi, tarafsa tarafız dendi, anasını satayım!
Rüzgarın kopardığı bayraklardan biri kesilip
sahiplenildi. Cangoo bayrağı astı (lambaya inat!)
Serpil olsa biz karışmayalım, biz bu kasabada zenciyiz,
onlar akraba, ucu bize zarar verir derdi kesin!
Yine çatışırdık!
Çay sonrası komşularla 'iskele by day' sefası yapıldı,
eve dönüldü bir de bakıldı ki az gidilmiş uz gidilmiş
dere tepe düz yaşanmış, saat henüz dört olmuş!
(Burada zaman kesinlikle ağır geçiyor abicim!)
:))
Rüzgar bitmişti ama
bulutlar ve yağmur yine aman vermedi.
Yorgan havalanacaktı güya, ıslanmış.
yenisi serildi. Kıymalı bezelye ve turşu, zar zor çalışan
elektrik sobası eşliğinde yenecekti ki tüp bitti.

Mini( ameliyatlı kent kedim) azgın kedi sesleri
çıkarınca doğaya salıverildi, fonda tabii ki
" herkesss kendiğ kaderi niiğii i ya şaaaar yaariimmm"
çalmıyordu. (Dire Straits "Communique" varken, di miii?)
Bütün gece yatak odasının penceresinden beklenip
ara sıra uzaklara doğru adı seslenilecekti,
gelirdi nasıl olsa, gelmezse onu da o zaman
düşünecektik. . .
Bebek Alfi uzun uzun uyudu, hasta mı, diye bir endişe
yürekte; ama uyanıp bir de
domuz gibi tıkınınca, dışarı bırakıldı..
sonuçsa,
belki de,
herşey
işte
bu kadardı!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!