hırsımı karaburun'dan çıkarma günü

Dün hep gittiğim toptancıdaki sohbet şöyle gelişti:
Artık hazır satmalıymışım. O kadar uğraşmaya gerek yokmuş,
haa zevkim(!) için yine yapabilirmişim (yani standda yapar gibi yaparmışım)
ama bu öğüdü tutan herkes kazanmış.
Acaba hazır ne satacağım? Plastik nazarlı pazar işi bileziklerle
bol zincirli halkalı , ittiri boktan çin kolyelerini mi?
Seramik ve dev nazarlı duvar süslerini
zaten satmayınca dövüyorlar. O kadar çok yerde var.
Bütün büyük malzeme satıcıları tek tek hazıra ağırlık vermeye başladı.
Onların derdi de satmak doğal olarak.

El emeğinin karşılığını alamadığında insan bu görüşlere
hak vermiyor değil, üstelik hırsımı Karaburun'dan çıkarıyorum.
...............

fakat bir de derdimiz var ya,
şu kısacık ömrümüzde. (Herkesin değil şüphesiz, benim ve benim gibilerin)
Ne yaparsak yapalım, kendimizden
bir nefes, bir heves taşımalı.. Evrene enerjimizi yaymalı.
İz bırakmalı.
Hepimiz eninde sonunda geberip gitmeyecek miyiz yani?
(yıldız bunu şöyle söylerdi.
Hepimiz ölümün önünde eğlenmiyor muyuz?)

Riski aldım, yoluma devam diyorum..
Sıcak kahvemin yanına bir de cigara yakıyorum,
değmeyin keyfime!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!