Elzem parka daha adimini yeni atmisti ki, eski dostu Müphem'le burun buruna
geldi.
- N'aaber Reis, kötü uyandim, ona göre bak, sakin bana bulasma!
- Yapma be patron, rüyalarla gerçekleri karistirmaya basladiysan,
iflah olmazsin sen artik!
- Sus, ulan, zaten bir kabus görmüsüm ki, evlere senlik! Kap bakayim oradan
iki çay, demi çok olsun benimki, söyle Nizam Agbi'ye, geçen seferki gibi
kediçisi çakmasin bize!
Elzem ve Müphem mahallenin tanis kahvesine yerlesmisler, çaylarini
adabiyla ve de edebiyle tam da yudumlamaya baslamislardi ki,
Müphem, titreyen parmaklariyla çay bardagini tabagina usulca birakti,
etrafina bir iki kaçamak bakis firlattiktan sonra, sapsari bir yüzle döküldü:
- Kendine geldiysen, bir sey söyleyecegim ama hemen itiraz etme.
- Neymis, çikar su agzindaki baklayi hele.
- Yarin tüyüyorum buralardan, benim külüstür serçe sana emanet, ona göre!
- Haydaaa, yine mi kapistiniz senin hatunla be birader? Bu kaçinci yahu?
- Yok, bu aralar iyiyiz de sebep baska, nasil anlatsam bilmiyorum ki be Elzem!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

....Paris, bana hosgeldin dedin mi?

hiçbir insan hep aynı insan değildir.

dikkat..bu filme dikkat..ağladım, o derece!